25 Ekim 2013 Cuma

22:11 - No comments

Bildiğim Kadar Değilmiş Meğer...

 
    Birkaç gün önce "adı yok" dergisinde "sinek ısırığı diye bir hikaye okumuştum yazarın adını aklımda tutmamam büyük saygısızlık ama hikayesi bende çok çok hoş bir anı olarak kaldı.Bir sokak çocuğunun hayatını anlatıyormuş gibi ama bizim gereksiz tereddütlerimiz korkularımız daha çok anlatıyor.


 Her kelimesi özenle seçilmiş ve her cümlesinin üzerine kitap yazılabilirdi ama benim çok çok beğendiğim birkaçı şöyle :


  *Gülüyorduk..Her şeye rağmen gülüyorduk.'Her şey'i ve 'rağmen'i daha öğrenmemiştik.
  *Sihirli bir lambamız olsa söyleyecek 3 dilek bile bulamazdık.
  *Biz onların aynasıyız kaldır kafanı ki onlar utansın.
  *Utanma,korku,öfke,sevgi...Hepsi sonradan öğreniliyor.İnsanlar öğrendikçe hep bir şeylere mahkum yaşıyorlar.
  *Benim ki sineğin bacağındaki bir sinek ısırığı sadece.Tatlı tatlı kaşınan, kaşınmaya doymayan bir ısırık ...

    Sanki  hayatın kısa bir özetiydi  bu yazı küçücük dünyamızda ceviz kabuğunu doldurmayacak sorunlarımızla o kadar meşgulüz ki etrafımızda ne var başka insanlar nasıl acı çekiyor görmüyoruz.Hayata at gözlüğü ile bakıyoruz ve baktığımız yerde sadece kendimiz varız.O kadar benciliz ki bir başkasının dertlerini düşünecek düşünmeyi geçtim dinleyecek 5dk'mız yok.Oysa koskoca evrende küçücük bir noktaydık egomuz evreni aştı.tabi bu konular derin mevzular ben Sezenle devam ederek mevzuya daha da ayrı bir boyut katıcam =)




Bir yanağı okşayan kader diğerine bin tokat vurdu .
Bildiğim kadar değilmiş meğer dünya bize hep oyun kurdu.




0 yorum:

Yorum Gönder