29 Aralık 2013 Pazar

19:39 - 12 comments

Saçma Bi İnsan Mıyım ??? Tabi Ki Eveeeet :D


 
Üç defa giriş cümlesi yazdım sildim siz farz edin ki çok değişik şeyler anlattım güldük eğlendik tamam mı :D Uzun süre uzak kalınca yazamıyormuşum hayır yakınken ne kadar yazıyoduysam Neyseee : D Geçen hafta ödevlerle boğuştuk bu hafta finaller başlayacak hayatım çok sıradanlaştı sizi de boğmayım dedim nasıl da düşünceliyim de mi =) Hadi bu giriş paragrafı olsun konunun ne olduğu hakkında fikir edinmiş olun tamam mı =)

    Son zamanlarda hep mim yazdım söz komik şeyler anlatcam dedim onları anlatıyım sıkı durun :D

1-)Geçenlerde okuldan dönüyorum otobüs tıklım tıklım dolu şoför bir durakta durmadı yolculardan azar işitiyor filan ilerde adamın teki kaptan bi beni indirsene dedi noluyo diye şaşırdık tabi kartı düşürdüm dışarıya dedi nasıl başardıysa  otobüs durdu kapıyı açtı sonra adam  ha tamam tamam burdaymış dedi .Teyzenin bi tanesi de yaradana gurban herkeş ayrı bi alem dedi :D Sanki tüm dünyanın özeti gibiydi işte

2-)Geçen gün  ailecek bi dizi izliyoruz dizide kadının teki sinir olduğu bir adamın parmağını kesiyor işte iğrenç  bi sahne 12 yaşındaki kardeşimin verdiği tepki :
-Ben makasla mukavvayı zor kesiyorum o nası kesti o parmağı
(Bizim ailede var bir bozukluk :D  )

3-)Balık aldık Şeymayla beraber belki yazısını okumuşunuzdur.Onun balıklar tam prenses benim balığım garfield çıktı .Havasından mıdır suyundan mıdır bilemedim ama çok hareket etmiyo .Hatta bazen uyuyormuş gibi dipte pinekliyo yem verirsem yüzüyor yiyo sonra paso yatıyo :D Bana baka baka psikolojisi bozuldu herhalde =/ Annem senin balığın ne bekliyodun ki diyor ama ne biliyim işte :D

4-)Bunu da anlatayım yine bir otobüs vakası Şeyma Selvet ben kurstan çıktık koştur koştur otobüse yetişmeye çalıyoruz filan neyse kalabalıkta bindik arkamızdan iki sevgili geliyor kız tripli bi şey belli işte neyse :D Bizden sonra bindiler kız triplere giriyodu da ben yorgunluktan (yorgunluktan ne saçma bi kelime ya :D takılmayın ona olaya odaklanın ) farkedemedim olayı kızın çantayla Şeymanın çantası aynıymış görür görmez ayy inaeen mıyoruuueem  gibisinden ergence triplere girmiş çantayı çıkarıp sevgilisine vermiş filan hayır derdi neyse manyağın :D Biz de düşündük bu kızlara erkekler nasıl tahammül ediyor diye bi yere varamadık ama çok güldük önceden farketsem ben bu olayı otobüste aydınlığa kavuştururdum da neyse :D

5-)Kızlarla birbirimize yılbaşı hediyesi aldık Şeyma bana termos bardak almış ben çaya bayılırım diye  utanmasam suyu bile onla içcem işte o kadar sevdim :D 3 bardak çay içtikten sonra bir de o bardağa çay stokluyorum sonra içerim diye .Ders çalışırken masadan kalkmaya üşeniyorum flashı cebimde unutmuşum diye kalktım baktım gözümün önündeki flashı görememişim kendi kendime kızıyorum o kadar yolu boşuna gitmişim diye (toplamda 5 adım filan :D ) kardeşim de gülüyo arkadaşların çaya çözüm buldu da bi de şu üşengeçliğine çözüm bulsalar diyo burdan duyrulur gelecek yıl öyle bi hediye alın :D

  Devamı vardır herhalde de gelmedi aklıma şimdilik bu kadarla alsın zaten Selvet niye bloga gelmiyon dedi diye geldim zorla yazdırılan yazı bu kadar olur :D

22 Aralık 2013 Pazar

19:26 - 42 comments

Pudingli Mim :D



Miss Vampiring beni mimlediii :) Cevaplarım onun kadar komik olacak mı bilmiyorum ama yapalım bakalım :) 

1-En Sevdiğin Renk?

En sevdiğim renk siyah bi de yeşil ikisi de çok hoşuma gider yani :)

2-En Sevdiğin Çiçek ?

Papatyaları çok çok severim doğal güzel hoşlardır.Küçükken gül severdim çocuk aklı niye bi çiçeği daha çok sevmem gerektiğine inanmışsam bilmiyorum ama şimdi güller sıradan geliyor kötü demiyorum ama eskisi kadar sevmiyorum bunun sonunu bi yere bağlasam daha hoş olurdu ama neyse kısmet :D

3-En Sevdiğin Yemek/Sebze/İçecek ?

Şimdi benim de aklıma takıldı hepsine tek cevap mı vercez yoksa tek tek  mi cevap verecez diye ama ben hepsine ayrı ayrı cevap vercem durun :)

Yemek:Patlıcan yemeği annem çok güzel yapar :)
Sebze: Karnıbahar
İçecek: Tabi ki de çay :D

4-En Sevdiğin Yerli/Yabancı şarkı ?

Yerli şarkı : Duman Her şeyi yak, Erkin Koray -Sevince ,Manga-Alışırım Gözlerimi Kapamaya  şarkılarına doymadım doyamadım hangisini daha çok seviyorum bilmiyorum :D Aaa bi de Zeki Müren var onun da seven ne yapmaz şarkısı nasıl bi şeydir ya :)

Yabancı :Nickelback-How you remind me, Coldplay-Clocks çok seviyorum daha çok sevdiğim bi şey gelmedi aklıma ama Gotye de severim :) Her şeyi dinliyorum ki ben ya :)

5-En Sevdiğin Komedyen ?

Ata Demirer'e ayıp olacak ama Cem Yılmaz :)

6-En Sevdiğin Kız/Erkek ismi ?

Erkek ismi Mustafa kız ismi İlayda :)

7-En Sevdiğin Kitap ?

Bu soruyu okuyunca aklıma Saksı olmanın Faydalarındaki çocuk geldi en sevdiğin kitap sorusuna en son okuduğu kitabı söylüyordu :) İnsan bazen yakın tarihte okuduklarından daha çok etkilenmiş oluyor.Ben de en son Düblörün Dilemmasını okudum ama okuduğum en iyi kitap o değildi bence :)
Posta Kutusundaki Mızıka okuduğum en iyi kitaptı lisede Olasılıksızla Empatiyi çok beğenip tekrar okuycam demiştim onlar da harika kitaplardı ama tekrar okumadım ama Mızıkayı okudum her sorana da tavsiye ediyorum :)


8-En Sevdiğin Yerli / Yabancı Oyuncu ?

Yerli olarak tabi ki Haluk Bilginer üzerine tanımam çok da hayranımdır :) Yabancı olarak da tabi kiii Johnny Depp kalp kalp kalp :) En sevdiğim oyuncuların erkek olması garip gelmedi de mi :) Asuman Dabak'ı da çok severim Leyla ile Mecnun ekibindeki oyuncuların hepsini de severim canıım abartmayın :)

9-En Sevdiğin Yerli/Yabancı Film ?
Yerli olarak en iyi film : Kaybedenler Kulübü bence :) İzlediğim en garip ve en mantıklı Türk filmi :)
Kelebeğin Rüyası da güzeldi :)

Yabancı Filmleeer : Bu konuda kararsızım çünkü adamlar yapıyor ya :) Tüm seçenekleri sıralamak en mantıklısı.
Beni Unutma -> Çok güzeldi ama konusu ilginç olduğundan değil de Robert Pattinsondan kaynaklanıyo olabilir ama yine de sevmiştim :)

Sherlock Holmes ->İkinci sırada yazmam bile ayıp içinde Sherlock geçen her şey güzeldir :)

Aşk Ve Gurur 'un da yeri ayrıdır tabi :)

Ah bir se Benjamin Button var o da süperdi :)

Tamam tamam en sevdiğim Catch Me if You Can :) Hem değişik hem konusu ilginç hem de oyuncuları süper zaten ölmeden önce izlenmesi gereken filmlerin arasında :)


10-En Sevdiğin Yerli/Yabancı Dizi ?

Yerli dizi tabi kii Bir zamanlar Leyla ile Mecnun şimdi Ben de özledim çok geçmişte Tatlı Hayat :)

Yabancı çok var ya :) Merlin vardı bir zamanlar ah ne sevmiştim :)
Sonra Doctor  Who var sonra Big Bang Theory var sonracıma Kyle Xy vardı sonra kore dizileri var :D
Tamam tamam bu soruya Sherlck Holmes diycem :) Yeni sezon bi gelseydi :) 

11-En Sevdiğin Şehir ?

İstanbul olabilir :)

12-En Sevdiğin Gazete/Gazeteci ?

Dürüst olmak gerekirse gazete okumuyorum google'a haber yazanlardanım :D Siyasete bulaşan birinin dürüst kalamayacağına inanıyorum gazetecilerin çoğu da öyle tarafsız olmaları gerekirken birine olan sevgileri gözlerini kör edebiliyor neyse bunlar benim garip fikirlerim :) Geçen gün kantinde kampüse ait bi gazete bulmuştuk biri iki sevgilinin yanında üçüncü kişi olma mevzusunu işlemişti ona çok gülmüştüm en sevdiğim gazete o olsun adını bilmediğim  çocuk da en sevdiğim gazeteci olsun :D

13-En Sevdiğin Kıyafet /Kıyafet tamamlayıcısı/takı ?

En sevdiğim kıyafet eşofman :D Hatta pijama :D
Kıyafet tamamlayıcısı :Şal ve fular :)
Takı da küpe :)
Ne değişik sorular biri hediye alacak da anket mi yapıyo ne iş :D

14-En Sevdiğin Makyaj Malzemesi/Bakım Ürünü ?

Makyaj yapmaktan da çok hoşlanmıyorum ama  göz kalemi candır uykusuzluğu gizler insana benzetir :D Başkalarını güzelleştiriyor ama bende ancak bu kadar etki yapıyo onun da yetenekleri sınırlı tabi :D

Bakım Ürünü : Kullanmıyorum yaşlanınca göz altı kırışıklıklarına bi şey kullanırsam onu severim belki :D

15-En Sevdiğin Çizgi Karakter ?

Heh işte benim uzman olduğum konuu :D O ne öyle yok bakım ürünü yok makyaj malzemesi :D
Bugs Bunny'e aşıktım 6 yaşlarında filan anormallik o zaman baş göstermiş :D Tavşana aşık olunmayacağını bilmiyodum ama düşününce mantıklı geliyor belki de mükemmel erkek tavşandır ya da kuştur kuş  :D Tamam ciddi olalım önemli bi şey anlatıyorum şurda :D
Daffy Duck da candır şirinler de öyle sonra hayalet avcıları vardı benim zamanımda :D atom karınca,ay savaşçısı,Scooby Doo sonraaa  casper tom ve jerry ,pembe panter ,redkit , pokemon , roboroach :D Hepsi de çok güzeldi be :D

16-En Sevdiğin Anı ?

Galiba Sivasa trenle gittiğimiz zamandı.Dönüşümüz gidişimiz uyuyamayaşımız sorun olmuştu ama bence güzeldi.Divriğe cami görmeye gittik trenle 4-5 saatlik yol dönüşte önümüzdeki bir trenin raydan çıkması ile 10 saate çıkmıştı .Dağın başında mahsur kaldık telefon çekmiyordu zaten çoğumuzun da şarjı bitmişti trende priz var ama "tuvaletinde" .Sonra polisler geldi güya bizi teselli etmek için kekle meyve suyu dağıttı tek kelimeyle rezillikti ya :D Ama anlatılmaya değer bir anı olduğu için önemli bence :)

Bir de kızlarla Gece Yolcuları konserine gitmiştik Şeymayı dersten kaçırdık erkenden gittik oralarda saçma sapan dolaştık çekirdek çitledik mısır yedik milletin ortasında fotoğraf çektik filan sonra konser alanına geçtik çok kalabalıkmış ya deyip oradan çıkıp orayı gören tepe bi yere çıktık bir şarkı dinleyip evlere dağıldık :D Böyle de saçma insanlarızdır :D

Bi de şey vardı bi arkadaşımla yaz tatilinde çalışmaya karar verdik iş yeri işkurdan belge istedi neyse gittik oraya adam ne iş yapıyosunuz falan filan derken mevzu benim bilgisayar mühendisliği öğrencisi olmama geldi adam bana ya bizim de yazıcıda bi sorun var bazen çıktı vermiyo nedendir dedi ben de valla ben yazıcı kullanmıyorum ama kurcalarsam bulurum dedim geçtim memurun yerini bilgisayarı kurcaladım :D Sonra da ya ben çalışamam o saatte kim uyanacak dedim işe başlamadım :D Umarım bunu gelecekteki patronum okumaz :D

18-En Sevdiğin Özelliğin ?

Komik olmam ve kendimle dalga geçebilmem :) Kendiyle dalga geçen insanlar kendilerine güveni tam olan insanlarmış öyle miyim bilmiyorum ama kendimle dalga geçmem çok eğlenceli onu biliyorum :D

19-En Sevdiğin His ?

Sevilmek diyeceğim ama insan sevildiğini hissetmez geç onu mutluluk güzel şey bence :) 

20-En Sevdiğin Canlı ?

En sevdiğim canlı ne bilmiyorum ama insan değil onu biliyorum :D Köpekleri çok severim köpek deme hakkımı kullanmak istiyorum bir de balığımı seviyorum söyleyeceklerim bu kadar :D

Ben deee BirgaripSeyma veee Bi Ben Eksiktim 'i mimliyorum hayırlı uğurlu olsun efenim :)

13.Soruyu atlamışım 16dan sonra 18i getirmişim bi kişi de uyarmıyor arkadaş :D Neyse en sevdiğim mevsim sonbahar gün cumartesi (cuma okuldan geldikten sonrası da olabilir ) ay da yaz ayları tatil zamanı işte :D Bu kadar klasik olmayabilirdi zamanında farketseydim :D

20 Aralık 2013 Cuma

21:48 - 42 comments

Hadi Saçmalayayım :D -MiM-

        Miss vampiring ve BirgaripSeyma kendini Küçük Prense zorla mimletmiş ama bana kısmet olmadı beni BirgaripSeyma mimledi neyse bi daha ki sefere artık :D 

       
   1-Elimden Gelse ; insanların akıllarını okurdum :D Gerçi bazılarınınkini okumam gerek kalmıyor içindekiler dışlarına yansıyor  mendeburların ama  olsun ben                       istiyorum :D        


2-Kendi Kendimi Kontrol Etmekte; bazen zorlanıyorum Şebonun bir şarkısında içimde bi yerlerde sabır taşı gizli doğduğum günden bugüne orada duruyor diyor bende de öyle çok sabırlıyım ama insanlar şanslarını fazla zorlayınca paaat diye lafı yapıştırıyorum çok dobrayım çoook :D Böyle yapınca çok fenasın diyorlar ama hak etmeseler demem ki melek gibi kızım ya (abartmış olabilirim :D)



3-Beni En Çok Kaygılandıran Şey; Geleceğim galiba bir de okul tabiii bi bitse de ben ondan o benden kurtulsa çok hoş olacak .Gerçi okuldan sonraki hayatım hakkında daha çok kaygılanıyorum ama bilmiyorum işte baya kaygım varmış işte :D



4-Hayatımın En Kötü Anı ; Annemin evde olmadığı her an benim için kabus gibi başka da çok kötü anım gelmedi aklıma =)




5-Yalnızken; mutluyum ya .Yalnızlıktan şikayet edebilirim ama severim yalnız olmayı tuhafım da biraz 



6-Nefret Ettiğim; çok insan varmış dün fark ettim :D Ama yakın arkadaşlarım bana yeter gerisi lüzumsuz  zaten :D



7-İşimi; Sevecem inşallah ama nası bulcam nerede çalışıcam ne yapıcam ne etcem çok merak ediyorum du bakalım :D

8-Kadınlar/Erkekler ; ve onların ilişkileri çok tuhaf :D Ama sakın onlara bunu söylemeyin sonra alınıyorlar :D


9-Hayat ; bazen çok tuhaf. Murphy kanunlarındaki gibi :D 


10-Çocukken; çok saçma bir insandım büyüdüm hala öyleyim bak aklıma ilkokuldaki toplu fotoğraf geldi yakında olsaydı eklerdim resmen kader mahkumuymuşum gibi poz vermişim :D Böyle bir hayattan bezmişlik böyle bir büyümüş de küçülmüşlük efendime söyleyim nerdeyiz abi biz havaları filan çok denişik :D Büyüyünce ta ta bir prenses gibi bi şey de yok ha :D Hala sünepe hala bi tuhaf :D


11- Başkalarının Zayıf Tarafı ;
beni hiiiç alakadar etmez =) Benim zayıf taraflarım da onları etmesin tamam mı ;)

12-Yalan Söylemekten de hiiiç hoşlanmam söylemem demiyorum ama söylerken çok kötü hissediveriyorum kendimi bi suçlu hissediyorum filan .


13-Her Şeyin Kötü Gittiği Zamanlara alıştım galiba :D Böyle durumlarda sakin oluyorum kendimi kandırıyorum geçecek sakin ol diyorum kendimi diziye dergiye kitaba müziğe boğuyorum geçiyo gibi oluyor : : D Ben esas her şeyin iyi gittiği bir zamana alışamam diye korkuyorum öyle bi şey hiç olmadı ama olursa naparım diye korkuyorum düşünsenize her şey yolunda :D




14-Geceleri paylaşıp düşlerle bi çözümü yok ki bunun dur ya ben başka bi şey diyodum :D Benim için zaman kavramı çok farklı saat sabah 5ten 9a kadar sabahın körü oluyor 9daan 2ye kadar sabah sonra biraz öğlen akşam 12 bak akşam dedim akşam oluyor sonra gece 12den sonra amaan sıkıldım geçelim bunu :D


15-Bazen Düşünüyorum da çok düşünüyorum bu kadar düşünmeye devam edersem bi gün kafayı yiycem belki de yemişimdir bilmiyorum :D



16-Başkalarına Göre Ben : psikopatım :D Bunu en son samimi olmadığım yani çok samimi olmadığım da dedi tam oldu : D Blogdaki arkideşlerim de yani bunu okuyacak biri belki de sen evet sen :D Tamam tamam sustum iki üç soru kaldı ya :D işte neyse onlar da sevimli olduğumu söylüyorlar .Ne bilim size göre ben ? diyim  soruya soruyla yanıt vereyim :D


17-Kurtulmak İstediğim Korku yanlış anlaşılma korkusu olabilir.Hani bi şey dersin ama karşındaki bambaşka bi şey anlar utanırsınız ya öyle bi şey.Gerçi bu benim bıkkınlığım da olabilir ben de çok yanlış anlarım ama ben kendimle sonrasında dalga da geçerim bazısı hem yanlış anlıyor hem de üste çıkıyor onlar tuhaf işte.

18-En Utandığım Şey - Yanış zamanda yanlış yerde yanlış şeyi yapmak :D Ki bunu yapıyorum istemeden mesela iki sevgili sınıfta yalnızdır ben odun gibi sınıfa dalarım onlar utanmaz ben utanırım :D Bir ara anlatmıştım sinema hikayemizi iki sevgili bizim aldığımızı sandığımız yerlerde oturuyor adamlar romantik ben doğru yere oturduğunuza emin misiniz diyorum :D Kız içinden kazma demiştir belki :D Ama o kibar bi kızdı üff salak demiş de olabilir ama iyi bi şey demiş olamaz :D


Mim burada biter epeydir yazmıyomuşum üşenmezsem bir ara komik şeyler anlatcam bekleyin beni anacım ( üff bu olmadı ) Hadi sağlıcakla kalın ( dur bu da olmadı ) Amaan neyse ben gidiyom işte :D






15 Aralık 2013 Pazar

19:19 - 37 comments

Düblörün Dilemması




   Heheee ilk kitap yazım ne yazacağım konusunda da hiçbir fikrim yok ama bu kitaba dair ne düşündüğüm bir yerlerde kayıtlı olsun istiyorum katlanıverin azcık :D Genelde okuduğum kitaplar bir arkadaş tavsiyesi ya da hakkındaki yazı ya da kütüphane gezerken isminden etkilenmem ile oluyor .Bu kitap öyle olmadı psikolojimin bozuk bir zamanında arkadaşımın duvarımda paylaştığı şu fotoğraf ile oldu :

      Çok acınası ve çok komik bir aşk hikayesine benziyordu ama alakası yoktu :D  Absürt bir aşk olayı var ama romanın geneline bu konu hakim değil .Her kitabın ilk sayfaları zor okunur (tamam kabul çok iyi kitaplar ilk haftada sarar bu pek öyle değildi ya da ben doğru zamanda başlamadım) bu da biraz öyleydi ilk sayfalarda olayın içine giremiyorsunuz ama kelimeleri o kadar iyi sıralıyor ki akışına kapılıp gitmemek imkansız bi de konusu çok ilginç okudukça  merak uyandırıyor.Kahramanımız Nuh'a da aşık oldum çok orjinal bir kişilik .Başına gelmeyen kalmıyo garibanın kendime çok benzettim ama yok benim bile başıma o kadarı gelmiyo :D
Murat Menteş'in okuduğum ilk kitabı daha öncesinden Ruhi Mücerret'i de çok merak ettim ama okumadım herhalde onu da okurum Murat Menteşin kafasını sevdim bin tane tilki dolaşıyo :D

Romanda sevmediğim tek şey karakterlerin isimleri ilginç ama bazen olayın gerçek olmadığını hatırlatacak kadar absürt olmuş işte o olmamış  :)  Mesela Umur Samaz diye isim var tamam komik ama o kadar olayı birbirine bağlamışın güzel bir isim ver de akışa kapılalım de mi :(

9 Aralık 2013 Pazartesi

Filozof Emre


  Ben Emre Odtü'de felsefe okuyorum.Neden nasıl niçin gibi sorularınız olması normal ben o sorulardan kurtulmanın yolunu henüz bulamadım.Babam doktor annem de bu sebepten ötürü doktor olmamı istiyordu sanki saltanat kuracakmışız gibi.Ama ben onlara göre asi bir tavır sergileyip ilgim olan bir alanda okumak istedim hem nasılsa geçin kaygısı taşıyacak bir aile değildik.Üstelik beş yaşında 1 kilo demir mi 1 kilo pamuk mu daha ağır sorusuna kilosu eşit olan iki şeyi nası birinin daha ağır olmasını sorgularsın diye cevap vermiş bi çocuğun tıp okuyup böğrüm ağrıyor diyen hastaya kaburgan ile kalçan arasında yere böğür demek nereden aklına geldi diyip hastaları hayattan soğutmam yerinde bir seçim oldu.En azından ben öyle düşünüyorum ve başkalarının ne düşündüğü çok da umrumda değil.


   Hayatım sorgulamakla geçiyor günlük yazmakta dikiş tutturamayınca blog işine yeltendim sizi de hayat hakkındaki birkaç sorguma dahil edeceğim okuyup okumamak size kalmış.Karamsar ya da burnu havada olabilirim o da bana kalmış.Gelelim bugün ki sorgumuza aşk ve sevgi  muhtemelen tez konum bu olacak hiç aşık olmadım ama arkadaşım Hasan sağ olsun Ayşesiyle kafamı kazana çevirdiği için epey tecrübeliyim.Sevmek konusunda tecrübelerim oldu kendimi severim iyi bir insanımdır keşke herkes benim gibi olsa o zaman da sıkıcı olur ama neyse bir de annemi severim işte.Aşk konusunu benim üzerimden gündeme getiren de sınıftaki embesil Tuğçe.Kimsenin zekasıyla ilgilenmem ama bu kız olması gerekenin çok altında bir zekaya sahip beni de deli ediyor.Geçen gün Bilim Felsefesi dersinin çıkışında daha doğrusu hoca sınıftan çıkar çıkmaz ayağa kalktı ve bana dönüp Emre ben sana aşığım dedi geri zekalı.Bu kız etik dersinden kalmış olmalı çünkü biz filozof olma hevesi taşıyıp nirvanaya ulaşmak gibi ortak bir paydada buluşuyor olsak da Türküz Ankaranın bağrında bir erkeğe çıkma teklifi etmek de nereden çıktı hadi ettin bunu neden sınıfın ortasında yapıyorsun toplumun değer yargıları konusunu nerenle dinledin acaba.Onu geçtim çok havalı ve zeki bi tip olsam da sünepenin tekiyim ben tüm sınıfın önünde sana nasıl hayır deyim.Evet dedim tabiki .Yüzünü görmeye tahammül edemediğim kız sevgilim olmuştu aman ne güzel.


   Sınıfta alkış kıyamet derken herkes belli bir süre sonra bıkıp çıktı millete malzeme olduğumuz yetmemiş gibi Tuğçe ile yalnız kalmıştık gelip boynuma atladı senin de beni sevdiğini bilmiyordum dedi sanki ben böyle bir şey dedim de.Aklı hiç çalışmıyor bu kızın ama benim de çenem çalışmıyor hiçbir şey diyemedim.Ama hanımefendi sağ olsun benim yerime her şeyi konuştu şimdi beni numaram onda yokmuşmuş da telefonumu alıp kendine çağrı atacakmışmış aceleye gerek yokmuşmuş da birbirimizi zamanla tanıyacakmışmışız  akşam beni ararmışmış şimdi bir işi varmışmış da gidecekmişmiş.Cehennemin dibine git demeliydim ne yani kız işinden önce bana çıkma teklif edip sınıfta beni rezil edecekti bugün ki planı bu muydu ?  İstemediğim olayların odak noktası  olmayı nasıl başardığımı gerçekten merak ediyorum birgün bunu da tartışalım.


 

8 Aralık 2013 Pazar

12:50 - 6 comments

Neden Ben ? Neden Ben ? Neden Hep Ben ??!!!!

  
 Evdeki hesabım çarşıya uymuyor sevgili blog
Sarışın başladığım esmer bitiyor sevgili blog
O köpek neden havlıyordu sevgili blog
Sevdiğim başka sevenim başka sevgili ay dur o başka mevzu =D



   Bu  aralar  neden ben dediğim çok şey oluyor bu sözü de diyince aklıma hep Roboroach çizgi filmi geliyor kendimi o bahtsız böcek gibi  hisssediyorum sonra aklıma Kafka geliyor Kafka acaba benim böcek versiyonumu düşünmüş Dönüşüm'e ilham mı olmuştum -Olamaz mı ? 
+ Olamaz =D Nerden tanıycak beni yaaa =D Hazırlıkta hocamızın biri cinayet diyince aklnıza ne geliyor diye sormuştu ben de Agatha Christia geliyo demiştim de arkadaşlar gülmüştü ne kadar abessin diye =D Napıyım onlar farklı dünyanın insanlarıysa canım =D


   Sonra bu kadar bahtsız olduğumu düşününce Ben de özledim dizisinden bi sahne geliyor bunu diyince de kimse bilmiyor  ama napıyım o ekip ailem gibi oldu onların yaşadıklarını kendi anım gibi hatırlıyorum =) Ama siz şanslısınız anlamasanız da video hazır hemen anlatcam mevzuyu =)

     
   
     Heh işte kendimi burada Cihan Ercan gibi hissediyorum =D O kadar şom ağızlı ve o kadar bahtsızım kiii ühüüü =D Neyse ağlamiyciğim metin olmam lazım =D Video'yu inşallah youtube kaldırmaz =)


 Neyse mevzu ne ki bu kadar kafanızı şişiriyorum o köpek neden ağladı kısmına gelelim de mi : ) Dün bizim kızlarla sinemaya gittik ben tutturdum Düğün Derneğe gidelim çok merak ettim beraber güleriz diye Şeyma ben herkesin güldüğü şeylere gülemiyorum ama siz bilirsiniz dedi yanımızda Selvet yoktu ben bunu evet olarak anladım sonra Selvet geldi sinema kararı var da ne izleyeceğimiz karışık hadi yemek yiyelim de sonra karar veririz dedik .Şeyma ben yoruldum siz alın gelin bekliyorum dedi Selvetle yemek almaya gidiyorduk seanslara bakalım da ona göre yiyelim yemeğimizi dedim Selvetin aklında Tamam mıyız ve Erkek tarafı vardı ama Tamam mıyızı istiyordu dedim ki yazı tura atalım ona göre karar verelim Şeyma bize bıraktı nasılsa dedim.Yazı tura atacaktık ben tuturdum tura diye Selvet hayır ben tura diycektim dedi zar zor ikna ettim turayı ben dedim tura gelirse düğün dernek yazı gelirse tamam mıyız .Veee tura geldi gittik güzel güzel biletimizi aldık 3 kişi J de 6-7-8 ben Şeyma ve benimkini nakit ödedim Selvet kartla aldı kendininkini bana fiş vermedi kız Selvete verdiğinde de J-6 yazıyordu dedim bi söyleyelim diye ama Selvet yok nolacak ya dedi.Bak  Hobbit gelecekmiş ona da gidelim bi ara dedi tamam dedik yemekleri almaya gittik masaya dönünce Şeyma Ateşi Yakalamak vardı ona gitseydik dedi Selvet evet onu ben de merak ediyodum niye bu filme bilet aldık ki o zaman dedi değiştirsek mi dedik sırf ben istiyorum diye filme gitmek hoşlarına gitmemişti =D Yemek faslında sonra filme yöneldik çok kalabalıktı .Tahmin ediyodum bu kadar kalabalık olacağını çünkü videosu bile kaç bin defa tıklanmıştı.Neyse önde ben arkada Şeyma onun arkasında Selvet koltuklara baka baka gittik j ye geldik tamam 6 burası da 7 ve 8 doluuuu .Ben durunca kızlar şaşırdı ben yanlış mı geldim dedim ama eminim gözlüklerim de takılı bakıyorum yani ama işte.Selvete dedim durum böyle o daracık yerde onu tartışıyoruz neyse ben sordum siz emin misiniz doğru yere  oturduğunuza dedim EVEEET dedi kız neyse hışımla çıkıp bileti satan kızı bulduk böyle böyle dedik özür diledi sonra kızlar mızmızlanınca sırf hatice istyo diye düğün derneğe gidiyoz diye madem değiştirelim bileti  Ateşi Yakalamak olsun dedim.
Vee benim çok istediğim şeylerin hep olmaması düz taban mı ne ondan oluşumdan  yine olmadı Ateşi Yakalamak da çok güzeldi söyleyeceklerim bu kadar =D Ben ve benim makus talihim işte =)





  



6 Aralık 2013 Cuma

21:18 - 26 comments

Aşk Mı O Da Ne ??!!!!

 

 Beş tane duyumuz var sonra bir de duygularımız var.Duyuları sayanlar duyguları saymaya üşenmiş ya da saya saya bitirememişler mi onu bilmiyoruz zaten mevzu da o değil =D Nefret,kin,sevgi,sevinç,umut,acı,arzu beklenti,kırgınlık... üç nokta ama daha bi ton var yani =) Hepsinin neden kaynaklandığı ya da hangi durumlarda ortaya çıkabileceğine dair ansiklopediler dolusu yazabilirim ama gelin görün ki aşk neden nasıl niçin ne zaman hangi durumda ortaya çıkar bilmiyorum kimse bilmiyor bildiğini zannedenler de aşkla hoşlantıyı karıştırıyor aldırmayın siz onlara ; )

  Aşkı bulduğu için şükreden ve sevdiğiyle çok mutlu olan da var , aşk yüzünden acı çekip neden ben diyen de acı çektiği halde aşkın yaşanılası bir his olduğunu söyleyen de var.Peki aşk ne ?  Vazgeçememe duygusu mu sebepsiz bağlılık mı her şeye rağmen sevebilmek mi yoksa hepsi mi ?


   Bazen çok karmaşık olabiliyor her şey sevdiğim başka sevenim başka şarkısındaki gibi =D  Birine aşık oluyorsunuz o başkasına aşıktır aslında ve onun aşık olduğu kişi de bir başkasına =D İşleri daha da karıştırıp Allah herkesi sevdiğine kavuştursun mu desek =D Ama keşke bu kadar karmaşık olmasa ne güzel olurdu.Bilimde o kadar ilerledik aşka da bi çözüm bulsak ne güzel olur değil mi ;)


   Aslında benim fikrim var bir uygulama geliştirelim cep telefonunuza kısa mesaj gelsin :

"Sayın abonemiz hayalinizdeki aşk 12.12.2013 tarihinde saat 13 te 36 derece kuzey 27 derece güney koordinatlarında sizi bekliyor olacak.Sağlıcakla kalın."

  Ne güzel olur değil mi =D Ama olmuyor işte .Bir ton filmde kitapta  dizide ne güzel aşklar yaşanıyor hatta bir arkadaşınızın bir arkadaşının sevgilisi ne kadar romantik oluyor ama siz mutsuzsunuz değil mi ? Bu da tıpkı aldığınız ürünün paketindeki fotoğrafıyla içinden çıkanın farklı olması gibi bi şey =D Yok sinirden gülüyorum aslında hiç komik değil =D Yok be komik işte hayat bizle dalga geçiyor ama biz şakayı anlamıyoruz galiba =D


   Neyse biz yine de bekleyelim dizilerde bakımsız ve çirkin insanları da bir seven çıkıyordu onların içindeki zeki ve temiz kalpli insanı farkeden vardı yani bizde niye aynısı olmasın ? Yok aslında olmuyor ben aslında dış güzelliğe önem vermem diyen herkesin ilk dikkatini çeken dışınız oluyor zaten dikkatini çekmezse konuşmaya  tenezzül bile etmiyor.Gerekli mesajı verip içinizi kararttığıma göre ben gidip dizimi izleyim orada da terkedilmiş bakımsız bir kız ve ona aşık olan biri vardı azcık umutlanayım :D



3 Aralık 2013 Salı

Bu Kadar Olur

   
 Herkesin çocukluğundan kalan hoş bir oyuncağı olur benimkilerin hiçbiri hoş şeyler anımsatmıyor.Hele şu topaç.Başarısızlık timsali olmamın göstergesi sanki mübarek.Tavan arasını toparlarken eski bir sandığın içinde karşıma çıkmasa bütün bunları hatırlamak zorunda kalmayacaktım belki de.


    Başarısız bir çocuktum işte .Büyüdüm sonuç değişti mi ? HAYIR.Hani mahalle arasında oynanan oyunlar olur ya onlarda paylaşılamayan çocuklar da olur onu alınca galip geleceklerine inanırlar paylaşamazlar filan heh ben hiçbir oyunda öyle olamadım.Onu geçtim sen oynamasan olmaz mı, sen hakem ol, sen ortalık ol  diye hep köşeye itildim.Bir de vardır ya topu olduğu için oyuna çağrılan onlardandım işte.Ailemin tek çocuğu olduğu için çok fazla oyuncağım vardı el üstünde tutuluyordum ama yeteneğim yoktu işte.Küçük yaşımda öğrenmiştim insanların menfaat peşinde koşan mahluklar olduğunu ve o zamandan başlamıştım kendi kabuğuma çekilmeye ve tek başıma oynayacağım oyunlar keşfetmeye başlamıştım.Mesela yağmurlu günlerde bisikletimi alır uzaklaşırdım evden.Gelince annemden azar işitirdim ıslandığım için ama değerdi.Yalnız ama mutluydum en azından beceriksiz olduğumu yüzüme vuran kimse yoktu.Topaca da bir arkadaşta görüp heves etmiş aldırmıştım bizimkilere.Sistemi basit görünmüştü çünkü misketler elimden fütursuzca kayıp gidiyor, iplere ayağım takılıyor, toplardan kaçacak kadar da hızlı değildim ama ipi sarıp bir tahta parçasına birkaç tur attırabilirdim değil mi ? Çok uğraştım üzerinde babam çok güzel yapıyordu annem ve dedem de öyle hatta babaannem bile akıl veriyordu bana.Ailede herkes seferber olmuştu ama ben yine de yapamıyordum defolu filandım herhalde.


   Sadece bununla kalsam tahammül edebilirdim buna belki ama sakarlığım peşimi bırakmadı işte.Bahçede oynarken topaç yuvarlanıp tur atmak yerine yan evin bahçesine uçtu nasıl başardım ben de bilmiyorum ama oldu işte.Sevim Teyze çok değişik bir kadındı ama topacımı oradan almalıyım deyip duvara tırmanmaya başladım başarılı olamayınca merdiveni dayadım çıktım duvara.O sıra Sevim Teyzenin o cırt sesi çınladı noluyor orada dedi hışımla ayağım kendi pantolonuma takıldı ve sevim teyzelerin bahçesine yuvarlandım.Kafam kanıyordu ama aklımdan geçen tek şey keşke kendi bahçemize düşseydim oldu.Bir topacın insanın kafasında beş dikişe sebep olması çok ilginçti ama işte mevzu ben olunca her şey mümkün oluyor.

29 Kasım 2013 Cuma

08:28 - 39 comments

Kıymetlimiz İyi Ki Doğdu ^_^



  İnsan yalnız geliyor ve yalnız gidiyor dünyadan hani derler ya insan ömrü namazsız ezan ve ezansız namaz arası diye işte o zaman dilimine neleri sığdıracağınız size kalmış.Her insan kendi içinde yalnızdır ama bazı özel insanlar o yalnızlığı bir şekilde azaltıyorlar işte ben de çok şanslıyım ki böyle arkadaşlarım var Şeyma ve Selvet =) Onlarla arkadaş olduğum için kendimi gerçekten çok şanslı hissediyorum ^_^ Şeyma  nın da bugün doğum günüüü =) İyi ki doğmuş =)

   Biz üç romantik deli olunca her şeyi beraber yapıyoruz.Beraber film izleyip karakterleri hayata geçiriyoruz .Dizi izleyip aynı çocuğa aşık oluyoruz.Hatta o çocukları aramızda paylaşıyoruz =D Paylaşamadıklarımızda oluyor ama olsun =D Tabi bir de kitaplar var beğenip birimizin aldığı kitap diğerlerimiz arasında dolaşıyor yeri geliyor kütüphaneden alıyoruz ortak kitap okumaya da bayılıyoruz =) Kitaptaki karakterleri de hayata geçiriyoruz onlara üzülüyoruz kitapta da aşık olduğumuz kişiler var tabiki =D Hayal dünyasında yaşıyoruz gerçekler canımızı çok yaktı çünkü.

    Ortak kitapların bazıları çok derin etkiler bırakıyor mesela ben geçenlerde Selveti sinir etmek için Sır Tutabilir Misin deki Jemimaya benzetmiştim o daha kitabı okumamıştı okuyunca çok kızdı =D Sonra Kitap Hırsızındaki Rudy var ona hala üzülürüz Şeymayla hele oradaki Mark vardı o ölürken hıçkıra hıçkıra ağlamıştım ;( Saksı Olmanın Faydaları'nda Patrick vardı kapaktaki çocuktan mı yoksa kitaptaki anlatımdan mı bilinmez hayran kaldık Şeymayla ama Selvet sevmedi onu :) Oradaki  Charlie'nin hediye verme tarzı çok hoşumuza gitti Selvetin doğum günü geçtiği için hedefte Şeyma vardı :D Charlie herkesin bir mızıkası olmalı diyordu ^_^ Bir dee benim anlata anlata bitiremediğim Posta Kutusundaki Mızıka var onu da Şeymayla iki defa okuduk sayfalar aşındı resmen :D Hala arada açar bir iki söz okurum orada da mektuba çok özendim Selvetle kaç ay önceden konuştuk bunları mektup yazmaya karar verdik  :)

   Ama Selvetle kara bahtımız kör talihimiz bir türlü gülmedi Mızıkayı netten sipariş ettik gelin görün ki bir hafta beklemesine rağmen ürün kargolanmadı neyse bi yerden alırız dedik.Mektuba yoğunlaşmak gerekiyordu.Onun için de fikrimiz vardı


 Bu şekilde bir zarf


Hatta şarkımız bile vardı bunla ;(





Neyse bulcaz bir kırtasiyeye daldım
adama hemen sordum
-Pardon zarf alacaktım ama düz beyaz değil kenarları çizgi çizgi olacak
+Ha eski zarflardan kenarları lacivert kırmızı çizgili
-Evet onlardan :)
+Yok maalesef

Bu bir sayılmaz dedik civardaki tüm kırtasiyelere kitapçılara daldık :D O gün de Şeyma ile buluşcaz ders çalışcaz ama çarşıda buluştuğumuzu bilmemesi lazım :D Geç kalıyoruz yalan üstüne yalanlar uydurduk baktık bu zarftan yok kırmızı renkte çok hoş bir zarf aldık.

    Okula gittik ama Selvetle ben yorgunduk Şeymanın çalışası yok ama mecburen çalışmaya çalıştık ertesi gün sınavımız vardı.Çaşılmaya çalıştık ama çalışmak dışında her şeyi yaptık :D Hiç unutmuyorum mevzu kalemin üzerindeki bandrolden hangi ülkeye ait olduğunu bulabilir miyiz deeen bina aidatlarına kadar geldi :D  Çalışamayacağımızı anlayınca dağıldık :D

  Ama Selvetle benim hediye maceram bitmedi.Ertesi gün sınavdan önce Şeyma da dahil buluştuk onun ne işi var demeyin hediye mevzusunu askıya aldık gelmeyen kargo için buluştuk.Şeymanın annesi cetvel benim annem de kurdele istedi biz onu alırken Selvet sonradan dahil oldu biz koyulduk.bu hediye kargosu değil başka ama adamlar sağolsun o kadar düzensiz ve disiplinsiz ki kaybetmişler evi bulamadık dediler ayaklarına gittik bu defa da blgisayarı söktük diye çileden çıkardılar saat oldu 14.30 bizim sınav 15.00da adam bi saat sonra gelin diyor.Elimizden bir kaza çıkmadan uzaklaştık okula geçtik .Çıkışta Şeymayla hallettik kargoyu.O gün Selvet hem bir arkadaşına kargo gönderecek hem de mektubu gönderecekti biz sınava girerken.Ama bi aksilik olmuş gönderemedi işte .Bir de Şeymanın adres işi vaar evine gittik ama net adresi bilmiyoz ikizine sormak için Şeymanın evden çıkmasını bekledik nolur ne olmaz haberi olmasın diye :D Ajanlar iş başında ama ajanlarımız çok bahtsız ikiz cevap vermedi.Kargo ve mektup kaldı mı çarşambaya =/ Selvet çarşamba ısrar ediyor sen de gel diye ama benim çıkasım yok huysuz olsam da insanları kıramıyorum .Bir de şu var mektup da gitmezse elimizde hediye yok mızıka kargosu yok mektup postalanmadı.Çarşamba gittik PTTye kargo sırasını bekledik Selvet arkadaşına çerçeve gönderecek ama kutuya koymamış kırılır diye de korkuyor  bana diyor kadına söyle de kutuya koysun diye :D Neyse dedik görevli kadına böyle böyle diye o da küçük kutu vardı durun bakalım dedi.Kutuya baktı 1 tane kalmış şanslısınız dedi ama kutuya sığmadı çerçeve.Sonra dedi ki gidin ayakkabıcıdan kutu isteyin dedi tekrar sıra beklemeyiz de mi dedim yok dedi :D Gittik ayakkabıcıya şey kargo dedik kutu mu istiyosunuz dedi hemen verdi :) Kargo işini hallettik sıra geldi mektubaa lırmızı zarfımıza adresi yazmamıştık oradaki bi zarfın üzerindekini örnek alarak yazdık adama verdik gönderen yerine alıcı yazmışınız dedi bu zarf geri buraya gelir değiştirin dedi o.O Ama bizim o zarfı aldığımız yer PTTye çok uzak kiiiiiiiiiiiiiiii :( Tekrar çıktık PTT den ve yandaki markete girdik her türlü ıvır zıvır var zarf yok  gittik çizgili zarfı sorduğumuz yereee adam hatırladı mı bilmem ama ordan mavi bir zarf aldık PTTye dödük bu defa doğru yere yazdık verdik adama pul filan seçmeyi umuyorduk ama adam azarladı tamam gidin diye biz de mızıka almaya gittik :D Mektup gitti diye de mutlu olduk :D Mızıkada mektup kadar sürünmedik :D Bir yere sorduk oradakini beğenmedik yok mu başka şekillisi dedik bi tek bu var dedi başka bi yere sorduk beğendik tamam alalım dedik adama hediye paketi yapa mısınız dedim ama demeyeydim iyiydi sanki müzik aletleri satan yerde bu istek saçma oldu adam da mahçup mahçup burada biraz zor dedi :D Bakındı  bulamadı filan :D Ama biz görevi başarıyla tamamladık :D



 İyi ki doğmuş Şeymamız iyi ki de var  

24 Kasım 2013 Pazar

17:39 - 10 comments

Deneme Bir Ki


Melankoli günlüğüm
   Bugün "ben yalnız da yaşayabilirim hayatımı"'n provasını yaptım.Sonuç pek iç açıcı değil ama olsun.Alarma uyanmak gibi bi huyum olmadığı için annem uyandırdı kahvaltımı da o hazırladı yoksa üşenip yemeden çıkardım.Buraya kadar prova tam bir rezalet ama evden çıkınca ta ta yalnızdım işte.Kimseye mesaj atmadan kimseden mesaj beklemeden bindim otobüse.

      İnsanlar beni çileden çıkardıkça yalnızlık hakkında ne kadar da doğru düşündüğümü anladım.Arkadaş insanlara saygı ölmüş şu lanet otobüse hepimiz bincez işte ne itişiyosunuz dedim içimden ama benden önce binen adamın dirseği gözüme girdi noluyoz ya sabah sabah nası bi işkence bu  = / Hesapta kütüphanede çalışma vardı ama erken gelme işini fazla abartmışım daha açılmamış ki burası. E hava da çok soğuk beklenmez ki burada napcam.Orada da bi cafe var bir yerde oturup yalnız başıma bi şeyler yemek.Hayır  bu bana göre değil.Ama içindeki sevimsiz ve beni gaza getiren ses : hani yalnızlığa alışacaktın dedi.Gidip simit ve çay aldım.Ama bu benim bildiğim simit değildi küçük simitmiş az susamlı simit mi olur .Neyse.

         İnsanları görmeyeceğim bir yere oturacaktım güya ama yer yanlıştı tam kapıya bakıyordum ve giren çıkan herkesi görüyordum.Zaten genel durumum keçi misali, sevmediğim otun burnumun dibinde olmasından kurtulamıyorum.Belki de dünya üzerinde benim için mükemmel bir yer yoktur olamaz mı olabilir =/

       Bi de sabahın köründe Kadir Çöpdermir ile Pascal Nouma'nın programı varmış.Saçmalayıp duruyorlardı :) Kadir Çöpdemir papaya sesleniyor size hediye gönderdim kıbleyi gösteren seccade ile tespih diyor :) Turşu da gönderecektim ama almadılar diyor papanın başı mafyalar ile dertteymiş de destek veriyorlar güya =D Sonra bir adamın işini anlattılar yaşam koçuymuş zat-ı muhterem .Türkiye'de ilkmiş bu meslek .Nası ilk demeyin iş biraz farklı.Hani Kemal Sunal bir filminde Mazlum rolünde dayak yiyip para kazanıyor ya adam da aynını yapıyormuş.Koça geeeel :) Adamın kuralları var efenim kafasına filan vurmak yasak yerden taş alıp atmak yasak bir de tarifesi varmış ama esas ilginç olanına gelmediim . Şimdi siz müşterisiniz diyelim canınız sıkkın diyelim a kişisine gıcıksınız adam a kişisinin maskesini takıp öyle dayak yiyor(isteğe bağlı).Müşterileri genelde kadınlarmış türümün tek manyağı  ben değilmişim ama bunlar beni bile aştı.


   Bir absürtlük daha var bunu anlatıp anlatmamak konusunda tereddütlerim var ama neyse.Arap ülkelerinde Amerikan kızlar görmeli usulü ve başlık paralı açık artırma ile alınıyormuş.Çok ilginç köle ticareti kalktı diye duymuştum ama kesin bilgi değilmiş demek ki.Açık artırma ile eş almak da ayrı bir psikopatlık.Dünya üzerinde açlık almış başını giderken insanların bunlarla uğraşması hangi dinde mübah anlamıyorum.


    Psikolojim bozuk olunca dünyayı umursamaz bir tavır takınmıştım ama yine de ilginç şeyleri duymamı engellemedi bu ruh halim.Mesela geçen gün de güneşin kutupları yer değiştirmiş.Telefonum çekmedi ben de suç telefonda zannedip zavallıyı aç-kapa manyağı yaptım .Cahillik başa bela efenim.Bir de Abbas Güçlü ile Genç Bakış ERÜdeydi oradaki iki farklı grup birbirini yemiş program iptal olmuş.Neyi paylaşamıyoruz acaba =/

  İnsanlardan uzak yaşamaya karar verdiğim gün insanların ne kadar saçma olduklarını ispatlayan bu kadar çok şey öğrenmem de çok ilginç.Ben küçücük bir insancığım kütüphanedeki bikaç metrekarelik alanda bile yaşar giderim.Uzaktan bakınca bile ısınamadığım insanların içine sürüklenmem haksızlık....
 

01:12 - 16 comments

Hakkımda 5 Şey ~Mim~





          Yine ben yine mim  =)  Bu mim biraz acayip hep benim konuşmam lazım ve sırlarımı ifşa etmem lazım .Soru cevap şeklinde olanları daha çok seviyorum ama neyse nasıl olsa çenem düşük =D Hemen mevzuya geçiyorum deneme bir ki gerekli protokoller :
    Sevgili Dost birgaripseyma beni mimlemiş aman da aman =) o da olmasa bir de can dostum güzel insan olmasa blogda yazmam herhalde  neden çünkü okuyanım yok kendi kendime konuşup duruyorum =D Yazmayıp da napıcan içinde bu kadar şeyi nasıl biriktireceksin demeyin ben yaparım =D Neyse mevzu o değil =D Mime gelelim:

 

1.Göründüğümden daha duygusal daha psikopat ve daha saçma bir insanım.Huysuz izlenimi bırakmıyorum ama öyleyim =D

   Mesela birini sevme ya da sevmemek mevzusunda.İster ön yargı diyin ister başka bi şey ama bir insanı sevmediğim zaman sevmiyorum.Nasıl mı mesela okulun ilk günü çocuğun tekini hiç gözüm tutmadı o gün bugündür sevmem onu daha da içim ısınmadı ama çok haklıymışım =D Sevmek konusunda da öyle hiç olmayacak insanları sevebiliyorum insanların gıcık olduğu tipleri sonuç bazen kötü oluyor ama olsun.





2.Gözlerim dolmaya çok müsaittir

Lisede kızarlardı bana herkesin içinde ağlama alay konusu yapanlar oluyor diye ama sınavdan düşük aldım diye ağlardım =D Şimdi alıştım düşük almaya ama güzel bir şiir de duygularımı alt üst etmeye yetebilir.,
E normal bir insan değilim.İnsanların içinde ağlamaktan hoşlanmam sulu gözüm ama belli etmem hatta bazı insanlar duygusuz der =D Bazısı çok duygusalsın der herkes tanımıyo beni :)






3. 5-6 sene önceye kadar çok zeki olduğumu ve insanların beni anlamadığını düşünüyordum =D

  Her insanın hayatında olur ya çok zeki olduklarını ama anlaşılmadıklarına inandıkları bir dönem ben de lise sona kadar öyleydim böyle bi havalar bi artistlikler =D Bir gün farkedilip çok çok başarılı olacağıma inanırdım filan =D Neye güveniyodum, bu özgüven nereden geliyodu bilmiyorum sonradan kayboldu =)




4. İçimde bitip tükenmez bir umut ışığı var çok saçma şeylere inanabiliyorum  ^_^

 Doctor Who tardisle beni almaya gelebilir mesela hani yolculara yapıyor ya canları çok sıkkınken bi yerde beliriyor neden olmasın de mi =)

Dizilerdeki gibi bi aşk da yaşayabilirim ama şu an o fikre uzağım =)

Çalışmasam da sınavlarımın iyi geçeceğine inanabiliyorum =)

Çok sıkıntılı olsam da güzel günler çok yakında diye kendimi kandırabiliyorum :)

Bu biraz acıklı ama ölüme inanamıyorum sanki sevdiklerim ölmemiş de bir yere seyahate gitmiş gibi hissediyorum her an çıkıp geleceklermiş gibi

Pollyanna değilim o saçım yok aaa ne güzel tarağa ihtiyacım da yok der ben saçım yok ama yeniden çıkar derim =D

5. 21 yaşındayım ya da 22 can dostum güzel insan' ın iddialarına göre 22 çünkü 92de doğmuşsam 93te 1 yaşına girmiş olmuyorum 1 bitmiş oluyor =D neyse mevzu o değil zaten ben 60 filan hissediyorum .Saçımda tek tel beyaz var =D Ve ben saçlarıma aklar düştü muhabbeti ile insanları baymaya bayılıyorum =D Tam bir pisliğim =D

Allahtan sevmiyorum dedi 5 az geldi daha da anlatırdım da bir daha ki mimlere artık =D
(Bi dee Türkçem hiçbir zaman iyi olmamıştır ki yazarken aklıma geldi : ki ve de da'ları ayrı yazmam gerekirken birleşik yazıyorum birleşik yazmam gerekirken de ayrı .Dahi anlamında de ayrı yazılır o tamam da gerisi yok bende =D .Ama takıntılı olduğum sözcükler var başkası onları yanlış yazınca uyarıyorum =D Dinlerine söven Müslüman olsa =D )

 
 



20 Kasım 2013 Çarşamba

22:41 - 4 comments

Aysel Git Başımdan

   

   
Karşıdan usulca yaklaşıp önüme çıkıp
-hayırdır tanıyamadın mı? dedin çok sevimliydin.Ama seni tanımamam mümkün mü gözlerim her yerde seni araken seni tanıyamamak mümkün mü ? Sadece emin olmaya çalışıyordum gölge olup olmadığından.Gölge mi deme Aysel.Hayatıma düşmüş gölgelerin var sen bana çok uzaktasın, seni ayda yılda bir görüyorum ama gölgelerin her yerde.Biraz miyop olmamdan biraz da seni görme arzusundandır herhalde.O yüzden sana baktım ve yaklaşmadım emin olmak istedim gölge olmadığına.Kaçık değilim Aysel böyle düşünmeni istemediğim için seni sana anlatamıyorum.Bu yüzden bu sebepsiz suskunluklarım.

    Sana yazamıyorum ama seni yazıyorum Aysel.Sen hatırlamazsın ama sevgilinle beni tanıştırdığın gün O çocuk bana niye yazıyorsun ki okuyanın var mı demişti.Okunsun diye yazmıyorum ki kendimi rahatlatmak için yazıyorum.Sen onla kavga edince benle konuşup diyordun ya "sana yazınca rahatlıyorum " diye.Ben de böyle rahatlıyorum işte.İyi arkadaştık biz severdin de beni ama sevgili olarak düşünemezdin işte.Sebebini bilmiyorum ya da biliyorum dış görünüşüm değil mi ? Onun bedeni içinde olsam bu aciz ruhumu sevebilir miydin?

    Korkak değilim ben söyleyebilirdim sevdiğimi ya da korkağın önde gideniyim seni kaybetmekten o kadar çok korkuyorum ki ağzımı açıp tek kelime edemiyorum.Süslü yalanlarına ihtiyacım yok ki benim.Karşıma geçip ne kadar iyi bir insan olduğumun temiz bir kalbim olduğunun anlatılmasına ihtiyacım yok.Çünkü biliyorum son cümle "ama ben seni arkadaş olarak görüyorum " olacak.Sevgililer arkadaş olmuyor mu ? Neyse Aysel sen düşünme bunları sen devam et beni seven anlayan birini istiyorum demeye ve katiyen burnunun dibindeki beni görmemeye....


19 Kasım 2013 Salı

13:05 - 4 comments

Hayat..






Bazen iz bırakır yaşadıklarımız
Beyaz bir kağıda bastırarak yazılan kelimeler gibi
Silsek de nerede ne yazdığını biliriz
Bu yüzden görmemek için karalayıp tekrar silmek gerekir
Kelimelerin izi kaybolur ama
Bu defa da hırpalanmış oluruz o kağıt gibi

Hayat işte karalanmadan yaşanmıyor bazen..

14 Kasım 2013 Perşembe

23:39 - 15 comments

Üçüncü Tekil Kişime...


şu kar küreleri gibiyim çalkalanmış gibi tedirginim...

 Çayı çok severim ama yeşil çayı değil icetea de değil bildiğimiz çayı işte.Bildiğimiz kelimesi önemli çünkü içimi ısıtan o bilmek fiilidir belki de.Seni de seviyorum ama bildiğim seni dış kabuğunu değil bana uzak davranan halini tavrını da değil bildiğim seni.Seni sen olduğun için sevmiş olma ihtimalim de var ama bu aralar seni neden sevdiğimi bilmiyorum.

   Dış kabuğunu sevmediğimden eminim çünkü bugün sana uzaktan baktım da beni tanımayan onca insandan hiçbir farkın yoktu onların bana karşı  takındıkları tavırdan farkı yoktu tavırlarının.Bir söz var ya bir insan birini yalnızken hatırlıyorsa sevmemiştir , ansızın aklına gelip yalnızlaştırıyorsa işte o zaman sevmiştir diye  ne çok yalnızlaştım bilemezsin tüm kalabalık yok oldu sadece senin çekip gidişin ve benim gözlerimdeki yaş kaldı.Varlığın tüm kalabalığı hiç yaptı.

   Sen yanımda değilken de iyi hissetmiyordum ama varlığın da bana hiç  iyi gelmedi.Sen yokken seni özleyip saçma anılarla kendimi avutabiliyordum, kandırabiliyordum kendimi sensiz de olabileceğim konusunda.İlginç gelecek ama seni sensiz yaşıyordum ve kendi dünyamda mutluydum.

     Sen karşımda öylece durunca noldu biliyor musun ? Hani kar kürelerinin içinde kar yağar ve içinde kış yaşanıyormuş gibi bir atmosfer vardır ya .Senin varlığın kar küresinin camını kırdı karlar etrafa uçuştu içeri güneş girdi ve benim iklimim artık kış istemiyor o güneşin eski sıcaklığını istiyor.Sadece meraktan soruyorum bana bunu nasıl yaptın bu kadar umursamazken samimiyetine ne zaman inandım ?

   Varlığının bu kadar canımı yakmasında da bir sebep var elbet.Sen yanımda değilken hayallerimin sonu yok ve her şey mümkün gibi görünüyor.Ama senin varlığın tüm hayallerimin ne kadar saçma olduğunu ispatlar nitelikte.Bakışların bir yabancıya bakar gibi ilgisiz ve sözlerin özensiz seçilmiş.Bunlar da canımı yakıyor benim gözlerim her yerde seni ararken senin bana bakışların neden ilgisiz ? Ve sözlerim özenle seçip sana hitap etmek isterken kekelemelerim aklıma geliyor.Neyin karşılığıydı bu çabalarım ?Ah pardon karşılıksızdı değil mi ?
   
    Unutamayacağımı anlayınca her şeyin bir rüya olmasını istiyorum.Sende olur mu bilmiyorum ama bende rüya ve gerçek birbirinin içine geçer bazen.Çok düşünürüm bu hatırladığımı rüyamda mı gördüm yoksa gerçekten olmuş muydu.Keşke sen de öyle olsan hiç var olmamış olsan ben yarın uyanınca ah rüyaymış desem ve iyi ki uyanmışım diye sevinip hayatıma devam etsem.Çok şey istemiyorum senden eski özgürlüğümü geri ver hayatımdan hiç var olmamış gibi çık git...




13 Kasım 2013 Çarşamba

00:04 - 8 comments

Modern Zaman

 
 Ne garip insanlar türedi çok yaşlı değilim ama bizim zamanımızda bunlar yoktu insanlar birbirlerine kurdukları cümlelere dikkat ederdi saygı sevgi hoşgörü kadirşinaslık sözcüklerinin anlamı sadece sözlükte yer almazdı aynı zamanda hayatın içinde anlam bulurdu.Hatta bu kelimeler bazı insanlarda vücut bulmuştu.

  Teknolojiyi suçlamak istemiyorum ama hızlı mesajlaşma yüzünden midir nedir o kadar saçma cümleler o kadar saçma mesajlaşma cümleleri var ki eski zamanlara gitmek istiyorum hani şu mektup zamanları.Sevgili Arkadaşım satırlarıma başlamadan önce büyüklerimin ellerinden küçüklerimin gözlerinden öperim zamanlarına.Biz o zamanlar cümleye başlamadan herkesin halini hatırını sorardık şimdi kaç yıldır görüşmediğim arkadaşım mesaj atıyor
-slm
s l m ne ya s l m ne ?!?! Bu kadar basit bir şey söyleyeceksin madem selam de iki tane harf mi sana fazla geldi onlarda klavyenin bir köşesinde duruyorlar sen bastın diye incinmezler korkma !
Mrb lere hiç girmiyorum bile.Napıyon nasılsın'ların sıcaklığı var en azından ama insanlar iki tuşa basmaya üşeniyor.

 Bir de çıkar ilişkisi sonucu atılan mesajlar vardır:
  -slm cnm nbr
  +iyidir canım senden naber görüşemiyoruz bayadır neler yapıyorsun
  -uğraşıp duruyoruz cnm sende sedanın numarası var mı ona bi şey sorcam da
  ***
Gel de şu adamla sohbet et işte madem bir şey sorucan benle sohbet edecekmiş gibi bir atmosferin içine girme şunun numarasını istiyorum sana şunu soracağım senden şunu istiyorum de bitsin bu pervasızca devam eden muhabbet de mi ama.Direk lafa girsen ikimiz için de daha sancısız olacak ama nerdeee.

Bir de geliş sebebini anlayamadığınız mesajlar değil mi ?
-Nasılsın
+iyyim sen nasılsın
-iyi nolsun
+başka ne var ne yok
-nolsun  hep aynı işte
 
  Laaaan hayatının ne kadar monoton olduğunu bana kanıtlamak için mi mesaj atıyorsun nedir bu diyaloğun sonu !!! Amaç nedir anlayamazsınız verecek cevap de bulamazsınız sadece kendiniz muhabbeti bayık bir insan gibi hissedersiniz

 Efenim siz takılmayın böyle insanlara satırlara başlamadan önce hal hatır sorun sevgi ve hürmetlerinizi iletin mesajların sonuna gülücükler ekleyin en son mesajı atan siz olun çünkü mesajlar karşınızdaki insana verdiğiniz kıymetin bir göstergesidir ;) Sağlıcakla kalıııın :)



 "Tatlı dilin yılanı deliğinden çıkarması yetmez; bizi ısırmasını engelleyecek mi ?"


 


 


8 Kasım 2013 Cuma

23:44 - 4 comments

Listem :)

1. Kategori (10 puan): Altın Kitaplar Yayınevi’nden çıkan bir kitap okuyanlara.

Şeymacanın önerdiği kitap var Yedinci Papirüs ya Stephen king den bi şey ya da Gitti Ama Unutulmadı Clive Cussler. Altın Kitaplar Yayınevinde de seçenek çok.

2. Kategori (10 puan): Kütüphaneden ödünç alınmış veya sahaftan satın alınmış bir kitap okuyanlara.

Bilmiyorum o ruh halime kalmış bi şey seçip alacağım :) Adını beğendiğim bi kitap olur muhtemelen.


3. Kategori (10 puan): Adında bir hayvan adı olan bir kitap okuyanlara.


Guguk Kuşunu okumayı düşünüyorum.Aslında bu kitabı sinemaya uyarlanan kategorisinde düşündüm ama adında hayvan ismi geçen bi şey gelmedi aklıma buraya dahil ettim.


4. Kategori (15 puan): 600 sayfadan uzun bir kitap okuyanlara.


Tutunamayanları okumak istiyorum yeter bitsin bu hasret :D


5. Kategori (15 puan): Nobel Edebiyat Ödülü kazanmış bir yazarın bir kitabını okuyanlara.


Alice Munro Bazı Kadınlar 'ı okuyabilirim karar vermedim daha


6. Kategori (15 puan): Türk edebiyatında klasik kabul edilen bir roman okuyanlara.


Sabahattin Ali okumak istiyorum Lüzumsuz Adam kitabını merak ettim ama öykü olduğu için sayfa sayısı 200den az ya da Peyami Safa Bir Tereddütün romanı klasiklerden sayılmazsa Dudaktan Kalbe'yi de tekrar okuyabilirim.Kararsızım burada seçenek çok :)


7. Kategori (15 puan): Hiç okumadığınız bir ülke edebiyatından bir kitap okuyanlara.


Kitap okurken yazarın hangi ülkeden olduğuna dikkat etmiyorum ama Rus, İngiliz, Fransız, Türk, Alman yazarları okuduğuma eminim  İsveç olabilir Fredika Bremer İsveç ve feministmiş sevdim bu adını onun The Home kitabı ünlüymüş onu okuyum :)


8. Kategori (20 puan): Sinemaya uyarlanmış bir kitabı okuyup filmini izleyenlere.


Guguk kuşunu okuyacaktım ama kitap gezimde 1984 gözüme çarptı George  Orwell okuyacağıma dair söz vermiştim hem o sözümü tutayım hem de bu güzel kitabı okuyup filmini izleyeyim dedim


9. Kategori (20 puan): Adında kış mevsimine ilişkin bir sözcük olan veya konusunda kış teması olan bir kitap okuyanlara.

Paul Auster "Kış Günlüğü" ilgimi çekti

Yazar bu kitabı neden yazdığını kendi cümleleriyle şöyle açıklar:
"Ne de olsa zaman azalıyor. Belki de şimdilik hikayelerini bir yana bırakıp hayatının anımsadığın ilk gününden bugüne kadar bu bedenin içinde yaşamanın nasıl bir duygu olduğunu incelemeye çalışsan iyi olur." demiş bu kitap olabilir.


10. Kategori (25 puan): Yasaklanmış bir kitap okuyanlara.

Kitap Hırsızını okuduktan sonra Kavgam'ı okumaktan vazgeçmiştim ama Hitlerin kafasının içinde neler dönmüş mera etmiyor da değilim o yüzde Kavgam diyorum sıradaki :D

11. Kategori (25 puan): Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk hakkında yazılmış bir kitap okuyanlara.

Aşığı olduğum bir kitap  "Atatürk"  zamanı gelmişse okuyalım  önceden denemiştim de sınavlardan dolayı yarıda kalmıştı. Andrew Mango  bu konuda ödül de almış Ulu önderi bizden daha çok tanıyan bir yabancı ..

12. Kategori (25 puan): Yayınlanmış en az beş kitabı olan bir yazarın ilk kitabını  veya romanını okuyanlara

Stephen King hayranıyımdır onun ilk kitabı Göz dışında 10-15 tane kitabını okudum ama Göz kısmet olmamıştı fırsattan istifade onu okuyum :) 

13. Kategori (25 puan): Bir biyografi veya otobiyografi okuyanlara.

Burada da seçenek çokmuş Ayşe Kulin'in Adı:Aylin kitabını merak ediyorum.Biyografi diyince Oğuz Atayın da eseri var Necip Fazıl O ve Ben var sonra Sol Ayağım var ki onu da daha okumadım.Ama bilgisayarcı olarak Steve Jobs'ı da okumazsam ayıp olur tercihim Steve den yana olsun :)

14. Kategori (30 puan): Okuma yazmayı öğrendiğiniz yıl ilk kez yayınlanmış bir kitap okuyanlara.


1992 yılında doğdum 7 yaşında ilkokul desek 1999-2000 yılına tekabül ediyor :)

Tom Gordon'a Aşık Olan Kız varmış Stephen King
Bu kategori sıkıntılı biraz daha araştırayım da öyle bakalım 


15. Kategori (40 puan): Bir üçleme veya aynı seriden üç kitap okuyanlara.


Sherlock Holmes istiyorum beşlemeden ne kadarını bitirirsem artık :)